29 Mayıs 2012 Salı

SADİ


Bir gün diyar-ı Rum'un bir limanına deniz yolu ile gelenbir genç çıktı.

Bu,akıllı bir gençti ve iyi bir memleketten geliyordu.

Kendisini böyle akıllı gören ve iyi bir yerden geldiğini anlayan oranın halkı,bu gencin eşyasını aldılar ve kendisini de iyi bir yere götürüp misafir ettiler.

Bir gün abidlerin başı olan şeyh o gence;

Şuradaki cami tozlanmıştır.Ötesine berisinde çer çöp birikmiş,toplanmıştır.Oraya git,sil süpür ve temizle,dedi.

Genç bu sözü işitir işitmez kaçıp gitti ve kendisini bir daha gören olmadı.

Gerek şeyh,gerekse müridleri dediler ki;

Bu misafir gencin elinden ya bir iş gelmiyor,yahut da iş biliyor ama çalışmaktan kaçıyor.

Bir gün şeyhin uşaklarından biri ona rastladı ve şöyle dedi;

İyi bir harekette bulunmadın.Sen kendini beğenmiş bir gençsin.Hiç bilmez olur musun ki,insanlar hizmetle ve çalışmakla yükselirler,br makam ve mevki sahibi olurlar.

Akıl,irfan ve fazilet sahibi delikanlı ağlayarak ona şu cevabı verdi:

Ey gönül ehli dostum!Ben şeyh efendiden emir alır almaz temizlemek,silip süpürmek için camiye gittim.Fakat baktım ki,cami tertemiz.Ne toz var,ne toprak,ne de çer çöp.Meğerse orada kirli olan yalnız ben imişim.Caminin temizliği için benim temizlenmem lazımdı!..


Hiç yorum yok: