26 Haziran 2013 Çarşamba

Cemil Meriç


“Aşka Giden Yol Dikenli - 11 Ekim 1966

Sesin yine Hint ormanları gibi. Esrarlı cıvıltılarla dolu. Kalbinin derinliklerinden geliyor. Kalbinin yani kalbimin. Rüyada mıyım diyorum. Kendi kendimle mi konuşmaktayım? Daha içli, daha kadın, bir bakıma daha cesur bir ben. Dün akşama kadar seninle doluydum. Ağzıma kadar seninle doluydum. Kadehle mey kaynaşmıştılar. Oturduğun koltuğu perestişle okşadım Ve eski sevgilerime, eski hayal kırıklıklarıma, eski hatıralarıma sığındım. Belki senden kaçmak, belki seni bulmak için. Jurnalimde hep sen vardın. 62’de sen, 63’te sen, 64’te sen….Benim bütün kadınları kendinde toplayan kadınım. Bana layık ol. Bana layık kal. Diriyim, kuvvetliyim, ümitle, ihtirasla doluyum. Yalnız seninim. Ve yalnız beni düşündüğün müddetçe aşkımızın ömrü ebedidir. Büyüyü ancak ihanetin bozar. Manevi ihanetin. Bir an için gözbebeklerinde raksedecek herhangi bir yabancı hayal, o zaman bu rüya kâbusa döner ve bir uçurumun kenarında uyanırsın. Seni bütün olarak istiyorum, günahlarınla, mazinle, rüyalarınla istiyorum. O mazi olmasa bugün bu kadar benim olamazdın. Bana susuzsun, bana yani sevgiye, temize ve hudutsuza.Bir akşamın için ruhumu Mefisto’ya verirdim. Fakat sen yalnız bir akşam değilsin. Keşke binlerce ruhum olsa, her akşamın için birini verebilsem. Seni, kadınların en güzeli, bütün ruhumla seviyorum. Nasıl istersen öyle seviyorum. Ve emrediyorum, sahibin olarak, kurtarıcın olarak, erkeğin olarak: yaşayacaksın, yaşayacaksın, kendine bakacaksın. Geceleri uykusuzluk yok, içki azaltılacak, sigara azaltılacak. Gerçekten seviyorsan fedakârlıklara alışmalısın. Aşk fedakârlık demek. En küçük hazlarını feda edemiyorsan, alışkanlıklar seni tehlikeden tehlikeye atabilir. O zaman ben yokum. Sevgilimden zalim bir riyazet istemiyorum. Kendine bak. Aşkımıza layık ol. Aşka layık ol. Bu akşam sesini duymağa çalışacağım. İçinde eriyerek.”

Hiç yorum yok: