22 Şubat 2013 Cuma

Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar


Yazık ki bunun için yeter derecede iradeli değildim. Zaten hiçbirimiz
değildik. Halbuki irade her şeydi. Hiç olmazsa Doktor Ramiz’e
göre irade, psikanalizin yanı başına konabilecek hayatı tıpkı
bir kralın kıraliçesi gibi onunla paylaşmağa l...âyık tek şeydi. Bütün
büyük filozoflar ondan bahsederlerdi. Ve tabiî hemen arkasından
bir yığın isim geliyordu. Bir yığın isim ki iradenin ta kendisi idiler:
Nietzsche, Schopenhauer... Ve Doktor Ramiz bütün bunları behemehal okumuş olduğuma inandığı için hepsinden bana üstü kapalı misaller veriyor, sonra kitaplardan aldığı bu misalleri günlük hayata, kendi hayatına, benim hayatıma, memleket meselelerine tatbik ediyor ve oradan tabiatıyla Alman musikîsine geçiyorduk. Doktor Ramiz’e göre -sonradan Almanya’da okuyanların çoğunda bu hâli gördüm-Beethoven’i hemen hemen bizim sokağın arkasında oturan bir adam gibi behemehal tanımaklığım lâzım geliyordu. Wagner’e gelince o mutlaka ikimizin de akrabasıydı. Çok defa Dokuzuncu Senfoni’nin korosu ile veyaTenhauser’in marşıyle biten konuşmalardan sonra doktorun ferdî hâtıraları başlardı. O da bitince
doktor birdenbire ayağa kalkar, tıpkı mutlak boşluğun karşısına
dünyayı yaratmak iradesiyle dikilen bir tanrı gibi karşıma geçer,
yokluktan her şeyi çekecek büyük ve sihirli kelimeyi tekrar ederdi:

- İrade... derdi. Anladınız ya! İrade... Her şey bu kelimededir.

 

Hiç yorum yok: