1 Temmuz 2012 Pazar

VE HÜZNÜM DOĞDUĞUNDA / Halil CİBRAN

Ve hüznüm doğduğunda özenle besledim onu,
Gece gündüz üstüne titredim sevecenliğimle…

Ve hüznüm büyüdü zamanla, serpilip güçlendi,
Tüm canlı varlıklar gibi olağanüstü güzelleşti.

Ve hüznümle ben, hep sevdik birbirimizi, ve dünyayı,
Kaynaştık güzel ruhlarımızla birbirimize ve dünyaya…

Ve hüznümle ben, söyleştikçe günlerimiz kanatlanır,
Konuşkan düşlerimizle seçkinleşirdi gecelerimiz.

Ve hüznümle ben, şarkılar söylerdik, komşular dinlerdi;
Çünkü deniz gibi derindi, anılarla dopdoluydu ezgilerimiz.

Ve hüznümle ben gururla yürürdük, saygılı gözler önünde;
Düşmanca bakanlar da olurdu, çünkü soyluydu hüznüm.

Ve hüznüm her canlı gibi öldü bir gün, yalnız kaldım;
Kendimden geçtim, düşüncelere daldım, bunaldım.

Ve konuştuğumda duymuyorum şimdi kendimi,
Ve komşularım gelmiyor artık şarkılarımı dinlemeye.

Ve düşlerimde dost sesler bana bakıp fısıldıyor şimdi:
“İşte bakın, burada yatıyor hüznüyle birlikte ölen adam.”

Hiç yorum yok: