Bir şüphe-i
hissiyye ile dalgalanır dil;
Bir heykel-i gül-ru dikilir kalb üzerinde;
İnsan bütün ahzan ü meserrata muadil
Bir tatlı dönüş hisseder avare serinde
Her cevf-i hayati, sevilen şeyden ibaret
Bir lem’a-i nev, şaşaasıyla eder ihfa;
Bir berk arkasından ederek ömrü temaşa
Bin müddet için göz kamaşır... İşte muhabbet!
Pek boştur o his, lakin o boşlukla dolar dil;
Afak-ı hayatiyyedeki cevfi o örter;
Herkes hep o boşlukta arar bir tutacak yer
Piramen-i ömründeki girdaba mukabil
Sevdaya mukabil duyulur ruhta her gah
Bir def-i peyapey ile bir cezb-i peyapey;
Bir istiyor insan onu, bir istemiyor... Ah
Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder