18 Mayıs 2012 Cuma

Güvercin Gerdanlığı: Sevgiye ve Sevenlere Dair / İbn Hazm


Aşkın görünümlerinden biri de sevgililerin birbirine kavuşmasıdır. Bu büyük zevk, çok tatlı bir dönem, yüksek bir derece, şafaktan doğan bir mutluluktur. Daha doğrusu; ama nasıl söylesem, diriliştir, yüce varoluştur, sürekli sevinçtir, Allah’ın büyük bir bağısıdır. Eğer bu dünya üzüntü ve kaygı dolu fani, geçici bir dünya olmasaydı ve eğer cennet bir ödül yeri, kötülüklere, çirkinliklere karşı bir sığınak olmasaydı, sevgiliyle birleşmenin (verdiği) katıksız mutluluk, hiç bir şeyin bulandıramayacağı dupduru, saf, kesinlikle üzüntü ve kederin yaklaşmadığı, dileklerin tamamlandığı, umutların son sınıra vardığı bir gönül şenliği olduğunu kolaylıkla söyleyebilirdik. Gerçi aşığın kalbinde aşk ateşi devamlı yanar. Ne yağmurdan sonra bitkilerin çıtır çıtır büyüyüşü, ne ilk yazda kara bulutların kaybolmasından sonra çiçeklerin parlaklığı, ne yemyeşil bahçelerle çevrili bembeyaz sarayların zarafeti güzel huylu, iyi karakterli, nitelikleri güzellikte ahengini bulan bir sevgiliyle kavuşmaktan daha güzeldir. En beliğ insanlar bu sevinci tasvir etmekten acizdir; tadını anlatamazlar. O durum gönülleri şaşkına çevirir, zekaları durdurur...


Hiç yorum yok: