25 Mayıs 2012 Cuma

Beyaz Gemi / Cengiz AYTMATOV


‎...Akşam işler bitince dedem bana masal anlatıyor.Biliyorum dışarısı kapkaranlık, buz gibi soğuk ayaz var.Bu soğuk gecede rüzgar dolaşıyor, şirret mi şirret.En yüce dağlar bile böyle gecelerde korkmaya başlar birbirine sokulur,evimize, ışığımızın yandığı pencerelere yaklaşırlar. Bunun için ben de hem ürperiyorum korkudan hem de içim sevinçle doluyor nedense. Dev olsaydım, dev kürkümü giyip evden dışarı çıkacaktım.Dağlara seslenecektim, avazım çıktığı kadar:''Korkmayın, korkmayın dağlar! Ben buradayım! Varsın essin rüzgar, gece karanlık olsun karlar savrulsun ne çıkar? Siz korkmayın.Sokulmayın böyle birbirinize toplanmayın dağlar!'' Sonra kar yığınlarına basa basa yürüyecektim derenin üstünden atlayarak, ormana doğru gidecektim.Ağaçlar da geceleyin çok korkuyor ormanda...Yalnız başınadır, kimse onlara seslenmez, kimse konuşmaz onlarla.Çıplacık titreşir dururlar, donarlar soğuktan, gidecek yerleri yoktur. Ben de ormanda dolaşacaktım.Dev olsaydım, her ağacı teker teker sevecektim, hafifçe vuracaktım gövdesine bu kadar korkmasın diye.Baharda bir daha yeşermeyen ağaçlar muhakkak korkudan donmuş olanlardır...


Hiç yorum yok: