18 Ocak 2014 Cumartesi

NURETTİN TOPÇU / YARINKİ TÜRKİYE

Cemiyetin en büyük lutfu alkıştır. Fahişe de olsa, bir kere alkışladıktan sonra o insanı sever ve ona teslim olur. Bu sebepten kurnaz avcılar, ne yapıp yapıp bir kere alkışlanmak isterler.… Hem kendini alkışlatmak, hem kendini alkışlayanları övmek; işte cemiyet cambazının muhteşem sırrı.


  



Sezai Karakoç

Onurumuz, sadece dış ve şekil planında değil, asıl "iç" planda, "öz"de zedenlenmiştir. Batı, asil ruhumuzu hedef almıştır, yoksa sadece, şeklimizi ve kılık kıyafetimizi değil. Asıl yıktığı "iç"imiz, "öz"ümüzdür. Ve bu yıkım, o kadar şiddetli, temelli ve köktendirki, tüm yitirilmiş, yasaklanmış şekillerimiz, biçim ve suret ifadelerimiz...

Cahit Zarifoğlu


ANILAR DEFTERİNDE GÜL YAPRAĞI

Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi İklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.

Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime

Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.

Sezai KARAKOÇ

Sevgilim
Çile adlı peri
Her ulu değişimin seheri
Her sonu bir başlangıç yapan
Yüce bir makama çıkaran her seferi
Ve yazmayacağım dedi
Leylâ ve Mecnun yaz demedikçe
Hayvanat bahçelerindeki
Esir geyiklerin gözlerinde
Ve şehit kanında bir ebcet gibi
Bir şifre bir parola bana açıklanmadıkça
Çınarlar serviler ve deniz
Beni çağırmadıkça
Yeniden
Sohbetin en derinine
Ve toprak bağırmadıkça
Kesilen bir kurban gibi
Ve ruh sarsıntılar cehennemini
Aşıp geçmedikçe
Kanadı ıslanmadan.

Oğuz Atay

Herkes geçer diyor, geçer mi Olric?…Herkes ne bilir acımı, herkes ne bilsin acımızı!…Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım. Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric…Evet efendimiz. Bana katıldığını bilmek güzel..Arada ses vermen güzel ; içimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan…!