(Yeni İstiklal, 1964)
29 Aralık 2013 Pazar
Peyami SAFA
(Yeni İstiklal, 1964)
Abide Şahsiyetler / Samiha AYVERDİ
Sezai Karakoç
Sen gündüzün gecenin dışında
Sen kalbin atışında kanın akışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın
Sen bir rüya geceleyin gündüzün
Sen bir yağmur ince, hazin
Sen şarkılarca büyük uzun
Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne
Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karsın
Sen merhamet sen şefkat sen tiril tiril kadın
Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın
Sen başını çeviren cellat başının güne
Sen öyle ki sen diye diye seni anlayamayız..
Şehrazat ah Şehrazat..
Sen sevgili, sen can, sen yarsın...
Evet İsyan / İsmet Özel
vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
Zülküf de vursun.
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.
28 Aralık 2013 Cumartesi
Tutunamayanlar / Oğuz Atay
Cahit Zarifoğlu
ANILAR DEFTERİNDE GÜL YAPRAĞI
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi İklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi İklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
Çağ Ve İlham Sezai KARAKOÇ
Kültürden İrfana/ Cemil Meriç
İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime. Tecessüsü madde dünyasına çivilemeyen, zekâyı zirvelere kanatlandıran, beşerîyi ilâhi ile kutsîleştiren, uzun ve çileli bir nefis terbiyesi. İslâm, insanı parçalamaz. İrfan, kemâle açılan kapı, amelle taçlanan ilim. Batı'nın "kültürlünde bu zenginlik, bu ihtişam, bu hayata istikamet veriş yok. İrfan bir mevhibedir. Cehitle gelişen bir mevhibe. Kültür, katı, fakir ve tek buutlu bir lâfız. İrfan, beşeri beşer yapan vasıfların bütünüdür. Kültür, homo ekonomikus'un kanlı fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal. İrfan, dinî ve dünyevî diye ikiye ayrılamaz. Yani her bütün gibi tecezzi kabul etmez.
14 Aralık 2013 Cumartesi
Uzun Hikâye / Mustafa Kutlu
Aşknâme/ İskender Pala
Bir genç, mahallesinden bir kızı sevmişti. Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı. Aradan uzun yıllar geçti, içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı. Geri dönebildiğinde sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti.
- A gönlüme hükmeden!.. Bunca yıl geçti, yolunu gözledim. Ne bir haber, ne bir mektup?!
Meğer ne kadar vefasızmışsın?!...
Hakiki aşık başını yere eğdi, gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:
- Ey Sevgili! Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken,
o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?!...
AHMET HAMDİ TANPINAR
Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm
Derdini ağlarken yanan bir muma;
İpek saçlarını elimle ördüm,
Ve bir kemend gibi taktım boynuma
Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm.
Leyla...Ela gözlü bir çöl ahusu
Saçları bahtından daha siyahtır.
Kurmuş diye sevda yolunda pusu
Döktüğü gözyaşı, çektiği ahdır.
Leyla...Ela gözlü bir çöl ahusu.
Bir damla inciydi kirpiklerinde,
Aşkın ızdırapla dolu rüyası
Bir başka güzellik var kederinde
Bir başka alem ki ruhunun yası
Sessiz incileşir kirpiklerinde.
Cemil MERİÇ
20.ASIR AVRUPA VE BİZ/ PEYAMİ SAFA
7 Aralık 2013 Cumartesi
Hafız-ı Şirazi
bu dert de sevgiliden,derman da
gönül de ona feda,bu can da!
alım,güzellikten hoştur derler
yarimde bundan da var,ondan da
...
gizli açık söyledim ben bunu
yüzünle ışır iki cihan da
sona erdiyse vuslat gecesi
elbette geçip gider hicran da
hafız'ın aşkını bilmeyen yok
kuşlarla konuşan süleyman da
oturmuş aşık,şarap içiyor
kadı umurunda değil,sultan da..
gönül de ona feda,bu can da!
alım,güzellikten hoştur derler
yarimde bundan da var,ondan da
...
gizli açık söyledim ben bunu
yüzünle ışır iki cihan da
sona erdiyse vuslat gecesi
elbette geçip gider hicran da
hafız'ın aşkını bilmeyen yok
kuşlarla konuşan süleyman da
oturmuş aşık,şarap içiyor
kadı umurunda değil,sultan da..
Cahit Zarifoğlu
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi İklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
Franz Kafka, Milena'ya Mektuplar
S. Ayverdi, Milli Kültür Meseleleri ve Maarif Dâvâmız,
"Bugün Türkiye'nin maariften daha mühim bir meselesi yoktur. O hâllolduğu takdirde, bu ana merkeze bağlı olan bütün meseleler kendiliğinden derlenip toparlanacak, ahlâk ve imân krizleri içinde bocalamakta olan büyük kütle, nefes almış bulunacaktır. Yeter ki prensiplerimize sımsıkı sarılalım ve tuttuğumuzu koparmak karar ve gücünde olabilelim.
Târihin doğru konuşan dudağı, bütün âvâzı ile seslenmektedir. Duyalım... Binlerce yıllık Türk târihinin feryâtlarına artık kulaklarımızı tıkamaktan vazgeçip; emrince, irşâdınca yolumuzu doğrultup kendi kendimizi tahrip ve imhâ gafletinden kurtulalım... Zirâ bu fırsat, son fırsattır."
YARINKİ TÜRKİYE/ NURETTİN TOPÇU
6 Aralık 2013 Cuma
Ahmet Hamdi Tanpınar
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır,
Yalnızlığın peşinde kuvvet..
Evet nihayet
bir adın kalmalı geriye,
Bir de o kahreden gurbet..
Beni affet
Kaybetmek için erken,
- sevmek için çok geç..
Sezai KARAKOÇ
Sevgilim
Çile adlı peri
Her ulu değişimin seheri
Her sonu bir başlangıç yapan
Yüce bir makama çıkaran her seferi
Ve yazmayacağım dedi
Leylâ ve Mecnun yaz demedikçe
Hayvanat bahçelerindeki
Esir geyiklerin gözlerinde
Ve şehit kanında bir ebcet gibi
Bir şifre bir parola bana açıklanmadıkça
Çınarlar serviler ve deniz
Beni çağırmadıkça
Yeniden
Sohbetin en derinine
Ve toprak bağırmadıkça
Kesilen bir kurban gibi
Ve ruh sarsıntılar cehennemini
Aşıp geçmedikçe
Kanadı ıslanmadan.
Çile adlı peri
Her ulu değişimin seheri
Her sonu bir başlangıç yapan
Yüce bir makama çıkaran her seferi
Ve yazmayacağım dedi
Leylâ ve Mecnun yaz demedikçe
Hayvanat bahçelerindeki
Esir geyiklerin gözlerinde
Ve şehit kanında bir ebcet gibi
Bir şifre bir parola bana açıklanmadıkça
Çınarlar serviler ve deniz
Beni çağırmadıkça
Yeniden
Sohbetin en derinine
Ve toprak bağırmadıkça
Kesilen bir kurban gibi
Ve ruh sarsıntılar cehennemini
Aşıp geçmedikçe
Kanadı ıslanmadan.
Oğuz Atay
Peyami SAFA
…Büyük adamı kendinden evvelki tarih ve cemiyet doğurur; buna hiç şüphe yok; fakat kendinden sonraki tarihi ve cemiyeti de büyük adam doğurur.’’
18 Temmuz 1942
Yeni Mecmua
Cemil MERİÇ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)